Bakan Özer, İstanbul’da düzenlenen Tarih, Kültür, Medeniyet Bilinci Semineri’nin ilk gününde 81 ilin Anadolu Lisesi okul yöneticileri ile bir araya geldi. 27 Temmuz’a kadar devam edecek olan seminerin açılışına Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in yanı sıra, Milli Eğitim Bakan Yardımcıları Petek Aşkar, Sadri Şensoy ve Nazif Yılmaz ile İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı, Öğretmen Geliştirme ve Yetiştirme Genel Müdürü Cevdet Vural da katıldı. Bakan Özer daha önce Tarih, Kültür, Medeniyet Bilinci Seminerlerinde Fen Lisesi ve Sosyal Bilimler Lisesi okul yöneticileri ile bir araya geldiğini, bugün bu seminerlerin üçüncüsünün Anadolu Lisesi okul yöneticileri ile gerçekleşmesinden mutluluk duyduğunu söyleyerek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:
BU SEMİNERLERİ SADECE İSTANBUL’DA DÜZENLEYECEĞİZ
Artık Türkiye’deki 100 bin üzerindeki tüm okul yöneticilerimizle İstanbul’da bir araya geliyoruz. Bu seminerleri sadece İstanbul’da düzenleyeceğiz. Çünkü yöneticilerimizin mutlaka İstanbul’a gelmesi lazım. Tarihin canlı bir şekilde aktığı İstanbul’u görmelerini istiyorum. Çoğu yöneticimiz bu sayede ilk defa İstanbul’a geldiler. Bu da ne kadar isabetli bir çalışmayı başlattığımızın bir göstergesi.
OKULLAŞMA ORANI ARTTI
Türkiye’de son 20 yılda eğitim alanında büyük ilerlemeler kaydedildi. Bu dönemde memleketin evlatlarının tamamını her kademede eğitimle buluşturduk. 2000’li yıllarda yüzde 11 olan okul öncesi okullaşma oranını yüzde 95’e yükseldi. Ortaöğretimde yüzde 44 olan okullaşma oranı bugün yüzde 90’ların üstünde. Yükseköğretimde yüzde 14 olan oran yüzde 48’in üzerine çıktı. Yani eğitim sistemimiz büyüdü. 19 milyon öğrencinin olduğu bir eğitim sisteminden bahsediyoruz.
ANTİDEMOKRATİK UYGULAMALAR KALKTI
Bu dönem aynı zamanda 2000li yıllarda devreye sokulan toplumsal mühendisliğin hasarlarının giderildiği bir dönem oldu. İmam Hatip Liselerinin ve Meslek Liselerinin önünü kesmek ve akademik olarak başarılı öğrencileri bu iki okul türünden uzaklaştırmak için katsayı uygulaması yürürlüğe girmiş ve uygulanmıştı. Şimdi bu uygulama kalktı. Başörtülü öğretmenlerin öğretmenlik yapabilme imkanları geldi, İmam Hatip Liselerinin dışında Kuran-ı Kerimi, Peygamberimizin hayatını öğrenmek isteyen öğrencilerimize seçmeli ders açtık. Yani bu dönemde iki boyutlu iyileşme gerçekleşti. Bir tarafta kitlesel erişim yani Türkiye’nin her yerindeki vatandaşlarımızın çocuklarının eğitime erişimini kolaylaştırdık. Aynı zamanda eğitim sisteminin önündeki antidemokratik uygulamaların imha edilip hasarlarının tedavi edildiği bir dönem oldu. Buradan bu ülkenin vatandaşları ve kız çocuklarımız kârlı çıkacak.
DÜNYADA BUNUN BİR ÖRNEĞİ YOK
Türkiye son 20 yılda girmiş olduğu PISA ve TİMS öğrenci başarı araştırmalarında her döngüde bir önceki döngüden çok daha yüksek puan almış ve sıralamasını sürekli yükseltmiş. Eğitimin kalitesi sürekli artıyor son raporlara göre ‘15 yaşta öğrenci sayısını en fazla artıran ülke olmasının yanı sıra matematik ve fen okuryazarlığında puanlarını istatistiksel olarak anlamlı şekilde artıran birinci ülke Türkiye.
EL ELE VERDİĞİMİZDE AŞAMAYACAĞIMIZ ENGEL YOK
Son 20 yılda öğretmenlerimizin sayısı inanılmaz arttı. 500 binden 1.2 milyona geldik. Bugün bu öğretmenlerin yaklaşık yüzde 60’ı kadın. Gerçekten bu ülke farklı bir dil inşa ederek medeniyetinden, tarihinden ders alarak yeni bir tarih yazarak vatandaşını ayırmadan, herkese eşit davranarak, beşerî sermayesini güçlendirerek yoluna devam etti. Ben şuna inanıyorum biz el ele verdiğimizde tüm yöneticilerimiz, öğretmenlerimizle birlikte bu ülkede çözemeyeceğimiz problem, aşamayacağımız engel yok. Okullar 1 buçuk yıl kapalı kaldı öğrencilerin o süreçteki eksikleri yeni yeni ortaya çıkıyor. 6 eylülde başlattığımız 2021-2022 eğitim öğretim yılını 17 haziranda başarılı bir şekilde tamamladık. Topluma şunu gösterdik, gerekli önlemler alındığında en güvenli yer okullardır.”
TÜM İMKANLARIMIZLA YANINIZDA OLACAĞIZ
Konuşmasında Tarih, Kültür, Medeniyet Bilinci Seminerleri’nin önemine de değinen Bakan Özer, “Uluslararası göstergelerin hepsi sürekli Türk eğitim sistemi büyüyerek başarılı bir performans gösterdiğini ortaya koyuyor. Coğrafya kaderdir diyorlar ya coğrafya nedir, kader nedir, din nedir, hangi mücadeleler verilmiş, şu an hangi mücadeleler veriliyor, hangi dil konuşuluyor bunları elden geçirelim istiyoruz. Tarihimizle, dil bilincimizle harmanlama yaparak dünyana yeni şeyler söylememiz gerek. Eğer biz kültürümüz tarihimiz medeniyetimizle bu bağlantıyı kurabilirsek tüm dünyaya farklı şeyler söyleyen bir ülke olacağız” dedi.