Olay, 2002 yılında Körfez ilçesinde meydana geldi. 2002 yılında çelik konstrüksiyon işi yapan Mustafa Yılmaz, bir anda ortadan kayboldu. Polis ekiplerinin araştırması neticesinde bir ipucu bulunamadı. 2020 yılında dosya yeniden incelenmeye başlandı. Yapılan incelemede Mustafa Yılmaz’ın yanında çalışan M.S. ile yasak aşk yaşadığı ve bu durumu öğrenen M.S.’nin kocası B.B’nin ise Kocaeli’ye geldiği belirlendi. Bu durum üzerine M.S.’nin 7 kişilik ailesinin yanlarına 3 kişiyi de alarak, Mustafa Yılmaz’ı kaçırdıkları, Körfez ilçesinde darp ettikten sonra diri diri aracına koyarak yaktıkları, aracı da uçurumdan attıkları tespit edildi.
Tespitin sonrasında M.S., eşi B.B. ve ailelerinin de aralarında olduğu 10 kişi gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen şahıslardan S.S., A.S., R.S., İ.K., N.T. ve O.K. tutuklandı. Diğer şahıslardan 1’i adli kontrol, diğer 3 kişi ise savcılık ifadelerinin ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Dava sürecinde M.S.’nin babası S.S. ve amcası A.S. vefat etti.
“DAYAK YİYEN SİNDİRİLMİŞ BİR KADIN OLDUĞUM İÇİN KORKTUM”
’Tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme’ suçundan yargılanan sanıkların, Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına devam edildi. Duruşma salonunda taraf avukatları, tutuklu sanık R.S., N.T., İ.K. O.K. hazır bulunurken zorla getirilme kararı olan M.S. SEGBİS ile katıldı. Tanık olarak dinlenen M.S., “Yıllar önce Mustafa Yılmaz’ın yanında sekreter olarak 8 ay çalıştım. Bu çalıştığım dönemde kendisiyle gönül ilişkisi yaşadım. O dönemde B.B. ile evliydim. Eşimin ilişkimden haberi yoktu. B.B. beni döverek sokağa attı, ben de Mustafa’nın yanına gittim. İş yerinde bir gece tek başına kaldım. Bir gün sonra kızı iş yerine geldi ve Mustafa’ya ulaşamadığını söyledi. Biz de Mustafa’nın diğer ortağı olan Yusuf’u çağırdık. Onlar Mustafa’ya aramaya başladı. Mustafa saat 20.00 sıralarında ortağı Yusuf’u arayarak ona, ’M.S.’yi otogara götür, biletini kes ve ailesinin yanına gönder’ dedi. Bu konuşmayı duydum. Yusuf da beni otogara götürdü, biletimi vererek yanımdan ayrıldı. Ben otogardayken bir süre sonra N.T. isimli şahıs bir anda yanıma gelerek belime silah dayadı. Beni arabasına bindirerek ailemin yanına Ankara’ya götürdü. Dayak yiyen sindirilmiş bir kadın olduğum için N.T. bana silah doğrultunca yardım isteyemedim, korktum. N.T. beni amcam A.S.’ye teslim etti. Amcam A.S.’nin yanında oğlu R.S.’de vardı. Daha sonra direkt jandarmaya giderek kayıp ihbarıma karşı ifade verdim, kayıp olmadığımı söyledim” dedi.
“O.K. MUSTAFA BENİ EVE BIRAKTIĞI İÇİN SİLAH ÇEKMİŞ”
Olay tarihini anlatan M.S., “Olay tarihinde eşim B.B. alkol aldığı için sebepsizce beni darp etmişti. Mustafa ile olan ilişkimi öğrenip darp etmiş değildir. Biz iş yerinde 2 sekreterdik. Mustafa ikimizi de eve bırakırdı. Bir seferinde Mustafa bizi eve bıraktıktan sonra O.K. ile karşılaşmış. O.K., Mustafa’ya ’Kendileri eve gelemiyorlar mı, sen niye getiriyorsun?’ diye silah çekmiş. Bu olayı Mustafa bize anlatmıştı. O.K. benim komşumdu. O.K benimle gönül ilişkisi kurmak istemişti ancak ben ret etmiştim. Mustafa’yı en son gördüğüm tarihte Mustafa bana babamın onu aradığını, onunla konuşup daha sonra toplantıya gireceğini söylemişti. Ben Ankara’ya gittikten sonra telefonum olmaması sebebiyle Mustafa ile bir daha iletişim kuramadım” diye konuştu.
Sanıklar suçlamaları kabul etmeyerek tahliye ve beraatlerini istedi. Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına, duruşmanın ertelenmesine karar verdi.