Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İletişim Başkanlığı Konferans Salonu’nda düzenlenen Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) Uluslararası Medya Akademisi Sertifika Programı’nda konuştu.
ANKARA (İGFA) – İletişim Başkanı Altun, UMED Uluslararası Medya Akademisi Sertifika Programı‘nda konuştu
Akademi programını hayata geçirdiği için UMED’i ve yöneticilerini kutlayan İletişim Başkanı Altun, “Medya Akademisine katkı veren sektör ve akademi temsilcilerine teşekkür ediyorum. Genç iletişimcilerin meslekî bilgi ve donanımlarını artırmaya dönük imkân ve ortamların her biri çok kıymetli. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak her daim bu tür proje ve programlara destek vermeyi, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sürdürmeyi bir borç biliyoruz.” diye konuştu.
Teknolojik gelişmeler neticesinde konvansiyonel ve dijital medya alanında büyük dönüşüm yaşandığını ifaden İletişim Başkanı Altun, medya gibi dinamik bir alanda, ülke ve dünya gündemini doğru okuyabilecek bakış açısına sahip, bu süreçleri doğru yöntemlerle yönetebilecek aktörlerin, teknolojilerin yetkinlik içerisinde hareket etmesinin önemine işaret etti.
“Sosyal medya mecralarının yaygınlaşması, herkesi sözüm ona ‘haberci’ haline getirdi” diyen Altun, “Gel gelelim bu işin meslekî formasyon ve ilkeler doğrultusunda yapılmasının önemi bu süreçte bir kere daha çok açık ve net bir şekilde kendisini gösterdi. Bugün ne yazık ki gazeteciliğin temel kurallarının hiçe sayılabildiğini ve bu duruma da pek çok gazetecinin sessiz kalabildiğini görüyoruz. Haberin temel ilkelerinin çoğu zaman hatırlanmadığını da üzülerek görüyoruz. Buradan sormak istiyorum. Haber sürecinin temel unsularından biri olan teyit mekanizması, haber üretim süreçlerinde bugün ne denli işletiliyor? Ne yazık ki çok az işletiliyor. Bugün, yeni bir sözüm ona habercilik türü karşımıza çıkmış durumda. Bu habercilik türü birçok mağdur üretiyor. Rivayet haberciliği, öyleymiş haberciliği, kulaktan dolma habercilik… Haber bağlamında sorulması gereken ‘ne, nasıl, neden, nerede, ne zaman ve kim’ soruları bugün soruluyor mu? Yeterince değil” diye konuştu.
Bugün siyasette, medyada dezenformasyon ve yalanla mücadele en büyük meselelerden biri olduğuna dikkati çeken Altun, “El birliğiyle mesleğin önemli isimleriyle, etkili meslek örgütleriyle bu kuralsızlığa, bu dalgaya karşı koymalıyız, direnmeliyiz. Bu dalgaya karşı haberciliği, gazeteciliği korumalıyız.” çağrısında bulundu.
İletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmenin, sosyal ilişkilerden habere ulaşmaya birçok yeniliği beraberinde getirdiğini söyleyen İletişim Başkanı Altun, haberciliğin, tıklama sayılarına ve okunma sürelerine indirgendiğini, bu durumun da dijitalleşmenin sektöre olumsuz etkilerinden biri olarak söylenebileceğini anlattı.
DEZENFORMASYONLA MÜCADELE YASASI
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak Türkiye’ye karşı yürütülen dezenformasyona karşı büyük bir mücadele verdiklerine dikkati çeken İletişim Başkanı Altun, birey ve toplumun iradesini ipotek altına almak için büyük bir sistem kuran sosyal medya mecralarıyla mücadele ettiklerini belirtti.
“Türkiye markasına, Türkiye’nin itibarına zarar vermek için her fırsatı değerlendiren mecra ve kesimler için de hukuki düzenlemelerimizi yapıyor, sektörün beklenti ve ihtiyaçları doğrultusunda mevzuat çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diyen Altun, “Hiç kuşkusuz yalan haber ve dezenformasyonla kamu düzenini bozmak, kişilik haklarına saldırmak, tüm demokrasilerde suç olarak kabul edilir ve cezai süreçlere tabidir. Bu doğrultuda hazırlanan bir kanun teklifi de bugünlerde Meclisimizde görüşülüyor. Türkiye aleyhinde dezenformasyon yapan, yalan haber üreten kesimlerin rahatını bozan bu yasal düzenlemenin, demokrasinin, basın özgürlüğünün, kişilik haklarının temellerini güçlendireceğine inanıyoruz. Yapılacak düzenlemelerle daha özgürlükçü bir basın mecrası, ifade hürriyetinin ve kişilik haklarının daha güçlü korunduğu bir medya iklimi yaratılacağını düşünüyoruz” dedi.