Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan “Kamu Taşınmazlarının Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın turizm maksatlı tahsis edebileceği alanlar ortasına ormanlar da dahil edildi.
Yönetmelikte, “Kültür ve turizm müdafaa ve gelişim bölgesi, turizm merkezi içinde ve dışında yer alan ve onaylı planlarla turizm kullanımına ayrılan Hazinenin özel mülkiyetinde ve Devletin karar ve tasarrufu altında bulunan taşınmazlar ile Devlet ormanı sayılan yerlerin turizm maksatlı tahsisi Bakanlık tarafından yapılır” kararı yer aldı.
CHP Tarım ve Ormancılık Siyasetlerinden Sorumlu Genel Lider Yardımcısı Erhan Adem, yaptığı yazılı açıklamada, düzenlemenin geri çekilmesi gerektiğini söyledi. “Ormanlarımız, yeşilimiz, tabiatımız satılık değildir ve asla olmayacaktır” tabirlerini kullanan Adem, şunları kaydetti:
-Kültür ve Turizm Bakanlığı’na verilen yetkiyle ormanlarımızın turizm yatırımlarına açılmasının önünün açıldığı bu düzenleme, ülkemizin doğal zenginliklerini muhafaza sorumluluğunu hiçe saymaktadır.
-Zaten yeteri kadar turizme açılmış orman alanlarımız varken, daha ne istiyorsunuz? Bu açgözlülük artık hudut tanımıyor. Tabiatımıza verdiğiniz ziyan geri dönülemez bir noktaya yanlışsız ilerliyor. Kâfi.
-Çekin elinizi ormanlarımızdan, tabiatımızdan. Bu yönetmelik değişikliği, ülkemizin geleceğini ve çocuklarımıza bırakmamız gereken doğal mirası hiçe sayan bir anlayışın eseridir. Orman alanlarının turizm yatırımlarına açılması, bu ülkenin doğal kaynaklarının sermayeye peşkeş çekilmesinden öteki bir şey değildir.
“BU DÜZENLEME ANAYASA’YA AYKIRI”
-Anayasa’nın 169. unsuru, ormanlarımızın korunmasını teminat altına alıyor. Anayasa’nın 169. unsuru açıkça ormanların korunması ve geliştirilmesi gerektiğini belirtirken, bu düzenleme Anayasa’ya terstir. 169. hususa nazaran, Devlet, ormanların korunması ve genişletilmesi için gerekli tüm tedbirleri almakla yükümlüdür. Lakin bu yönetmelik, ormanlarımızı korumak yerine onları sermayeye teslim etme gayesini taşımaktadır.
-Anayasa Mahkemesi’nin 2007 tarihli kararında da vurgulandığı üzere, orman alanlarının ormancılık dışındaki faaliyetlere tahsis edilmesi, fakat anayasal prensipler çerçevesinde mümkün olabilir. Bu düzenlemenin, Anayasa’da yer alan bu temel prensiplere büsbütün alışılmamış olduğunu belirtmek isteriz. Ormanlar yalnızca bu ülkenin değil, tüm insanlığın ortak mirasıdır ve rastgele bir ticari faaliyete açılmamalıdır.