Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda hem eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ı hem de eski HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel’i ziyaret eden DEM heyetinin görüşmesi 1 saat 20 dakika sürdü.
Görüşmenin akabinde cezaevi önünde heyet ismine açıklama yapan Sırrı Süreyya Başkan, “Figen Liderimizle görüştük. Öncelikle sıhhatleri ve moralleri yeterliydi. Semra vekilimizle de görüştük. Bütün kamuoyuna selamları var ve sürece dair yarın kendi hesabından bir açıklama da yapacak ancak iletmemizi istedi ki sürecin tam olarak yanı başında. Onlara ne düşerse, ‘Omzumuza ne düşerse seve seve yerine getirmeye hazır bir formda bekliyoruz’ dedi” tabirlerini kullandı.
‘HEPSİNİN ACISINI YÜREĞİMİZDE HİSSEDİYORUZ’
Süreçle ilgili de konuşan Lider, “5 sene evvel bu cezaevinden tahliye olmuştum; yeniden burada konuşmuştuk. Bunu şunun için söylüyorum; 10 yıl bu ülke ağır bir vakit kaybetti. Yerine konulması imkansız olan 2 şey; yitip giden canlar ve vakittir. Bu çatışmalı süreçte hayatını kaybeden, sıhhatini kaybeden bütün şehitler ve gaziler, bütün ülkemizin onurudur. Hepimizin onlara ağır bir sorumluluğu ve borcu vardır ve onlara vereceğimiz en büyük armağan bu çatışmalı süreci sonlandırmak, bunu bir barışla taçlandırma olacaktır. Ondan sonra hayatta olan herkese takviye, hayatını kaybedenin geride bıraktığı yakınlarına bir yoldaş olmak hepimizin, toplum olarak boynumuzun borcudur. Biz bu ciddiyette ve samimiyetteyiz. En çok da biziz zira bu mevzuda yüreği yanan, bu hususta birinci dereceden zahmet çeken, bedel ödeyenler de bizleriz. Hepsinin acısını yüreğimizde hissediyoruz ve rahmetle anıyoruz. Barışa gelince şehitlerimize ve gazilerimize, borcumuzun altını böylelikle çizdikten sonra barış, çocuklarımızın gözüne bakarak kurmak zorunda olduğumuz bir şeydir. Zira çocuklar hiçbir dahillerinin olmadığı bir çatışmalı mirası bu ülkenin çocukları hak etmiyorlar. Hem sorumluluğumuzun hem vicdanımızın hem insan olmamızın gereği onlara barış içinde bir ülkeyi hazırlamak ve onlara bunu bırakmak” dedi.
‘SİLAH KADAR ZİYAN VEREN BİR LİSAN BU’
Tartışmalara ait de konuşan Sırrı Süreyya Başkan, “Çok spekülatif tartışmalar oluyor. İnanın silah kadar ziyan veren bir lisan bu. ‘Ülke bölünecek’, ‘Çift bayrak’, ‘Çift dil’ falan. Gündemimizde ne bu türlü bir şey var ne bunu tartıştık ne de bunun iması yapıldı. Bu türlü bir şey yok. Kurmaya çalıştığımız barıştır. Bu mevzuda fikrini değiştiren ya da kuşkusunu gidermek isteyen herkesle dediğimiz üzere görüşmeye, süreci, kaygımızı anlatmaya, tekliflerini, katkılarını, tenkitlerini, ihtarlarını dinlemeye de hazırız. Hem parti olarak hem biz heyet olarak. Tek ricamız bu toksik lisanın bir kenara bırakılması. Hani bir düstur vardır; ‘Söyleyeceksen hayır söyle.’ Dediğimiz üzere bu kadar açık ve şeffaf bir süreç yürütüyoruz ancak bunun 2 anahtarı var; birisi ciddiyet, başkası samimiyet. Herkesten de bunu taban manada beklemek hakkımız. Zira bu sıkıntı ne Ahmet Bey’in kederi ne Pervin Hanım’ın kaygısı ne benim derdim. Bu sorun başta da çocuklar olmak üzere bütün ülkemizin kaygısı. Onun için herkesten olumlu katkı bekliyoruz” diye konuştu.
‘SAMİMİYETİNİ HALK TAKDİR EDECEK’
Bir haftadır yollarda olduklarını söyleyen Lider, “Biz lisanımızı değiştirmeyeceğiz. Bu form saldırgan bir lisan kullananlara karşı bile gelebileceğimiz azamî nokta bu. Samimiyetini halk takdir edecek. Zira yaklaşık bir haftadır yollardayız. Yolda görüyoruz biz. Boynumuza sarılan, barışı talep eden, elimizi çabuk tutmamızı isteyen, vakit zaman uyaran, bu mevzuda halkın vicdanı her vakit olduğu üzere doğruyu işaret ediyor fakat güvercin kasaplarına, 2 gözden 4 vefat bakanlara cevaz vermemek lazım. Bu da hepimizin sorumluluğu” sözlerini kullandı.
‘DERDİMİZ BARIŞI KURMAK’
Görüşme trafiğinin sürüp sürmeyeceği ve toplantının ne vakit yapılacağı sorularını da yanıtlayan Sırrı Süreyya Önder, “Bunları parti planlıyor şu an biz ne söylersek yanlış olabilir lakin hiçbir toplumsal bölümü bu paylaşımın dışında bırakmayacağız. Kederimiz barışı kurmak. Yol vasıta en tesirlisi hangisiyse onu yapacağımızdan kimsenin kuşkusu olmaz” dedi.