Türkiye’den Canan Eraslan’ın yazısından alıntı
Çok yatırım yaptı, çok ‘insan’ yetiştirdi ülkede. Daha önce okuduğum ve ders niteliğindeki sözlerini, geçtiğimiz günlerde kızı; çok değerli sanayici, yatırımcı olmasının yanı sıra; idealist, gülen, seven, hayattan keyif almayı bilen sevgili Leyla Alaton yeniden paylaştı:
“Paranın iki kişiliği vardır…
Birincisi; para bir değiş-tokuş aracıdır. Para vererek yiyecek, giyecek, ev, bark, hatta sağlık satın alabilirsiniz. İkincisi ise parayla gelecek korkusunu yenersiniz.
Ama para ötesi, yani para üstü bir konu daha vardır. Ki bunu parayla satın alamazsınız. Bunu adı zevk ve keyiftir.
Zevk almak, keyif duymak ancak KÜLTÜR ile mümkündür. Resimden zevk almak için sergiler bedava. Konserler de pahalı değil, tiyatrolar hamburger fiyatına.
Aşk ve sevgi zaten bedelsizdir.
Kötü gün parası kadar, belki ondan daha da önemli olan bu zevkler ve mutluluklardır. Bunlara sahip olmak ancak kültürle mümkündür. Para kazanmaya emek verdiğiniz kadar kültür edinmeye de emek verin.
İster genç olun, ister yaşlı.
Yaşınızla barışık değilseniz zaten ihtiyarsınız demektir!
Şimdiki tutkulu projem bir ceviz ormanı yetiştirmektir. Fidanları dikmeye başladım bile. Ceviz fidanı, 8 yıl sonra ağaç olup ceviz verirmiş. Şimdi 76 yaşındayım, yani 84 yaşımda ceviz kıracağım. Bu kez kendi cevizlerimi…”
Ne çok istemiş ki, kendi cevizlerini kırabilmiş İshak Bey… Bu dünyada 1927 yılında başlayan ömrü, 2016 yılında sona ermişti. Yani 89 yaşında… Ne mutlu ona ki, kendi cevizini kırma hayal ve amacına ulaşırken, geride kalanlara da büyük bir hedef bırakmış… Hayatı yaşama hedefi…