Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 7-8 Aralık 2022 tarihlerinde Paris’te düzenlenecek OECD Eğitim Politikaları Komitesi (EDPC) Bakanlar Toplantısı hazırlık çalışmaları kapsamında OECD Eğitim ve Beceriler Direktörü Andreas Schleicher, OECD Politika Tavsiye ve Uygulama Bölümü Başkanı Paulo Santiago ve gerçekleştirilecek toplantının moderatörü Hekia Parata ile çevrim içi bir toplantı gerçekleştirdi. Türkiye’nin fırsat eşitliğini güçlendirmek ve eğitimde kitleselleşme evresini tamamlamasıyla ilgili deneyimlerini katılımcılarla paylaşan Bakan Özer; Türkiye’nin bu deneyimlerinin sadece Türkiye’de kalmaması gerektiğini düşündüğünü söyleyerek şöyle konuştu:
ÜÇ ANA NOKTAYA EĞİLDİK
“Bu yaşanılan süreçlerin bir başarı hikâyesi olarak diğer ülkelere de aktarılması, bu potansiyelde olan ülkelerle de paylaşılmasının çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Biz Bakanlık olarak son 1 yıl içinde gelinen yeri çok daha üst seviyelere taşımak için üç ana noktaya eğildik. Bunların her biri iç içe geçmiş, birbirini tamamlayan bir yapıya sahip. Birinci ve en önemli konunun eğitimde fırsat eşitliğinin güçlendirerek, mevcut 2 bin 782 anaokulu varken buna ilave olarak bir yıl içinde 3 bin yeni anaokulu açmayı hedef olarak koyduk ve bütçemizi buna göre ayarladık. Gelinen noktada 10 ay gibi kısa sürede 1.700 anaokulunu hizmete açmanın mutluluğunu taşıyoruz. 2022 yılının sonuna kadar 3 bin değil, yaklaşık 4 bin yeni anaokulunu hizmete açmış olacağız.
ÖĞRETMENLERİMİZİ DESTEKLEMEYE DEVAM ETTİK
İkinci kritik konu eğitim sisteminin ana unsuru olan öğretmenlerin kişisel ve mesleki gelişimlerinin güçlendirilmesi için öğretmenlerin isteklerine uygun programlar oluşturarak okul temelli mesleki gelişim eğitimlerinin düzenlenmesiydi. Bu bağlamdaki bütçeyi bir önceki yıla göre 35 kat artırdık. Eğitim konusunda zaman ve mekân sınırlılıklarını ortadan kaldıran Öğretmen Bilişim Ağı (ÖBA) adlı dijital platformun da sağladığı kapasite ile bir yıl içinde çok önemli mesafe aldık. 2020 yılında Türkiye’de öğretmen başına düşen eğitim saati ortalama 44 iken, 2021 yılında bu 94 saate çıktı. 2022 yılında 9 aylık süre içinde 192 saate çıktı. Son 30- 40 yılın öğretmen başına düşen maksimum ders saati seviyesine ulaşabildik. Nitelik olarak da gerçekten çok çeşitlendirilmiş içerik ve zenginleştirilmiş eğitimlerle öğretmenlerimizi desteklemeye devam ettik.
SEKTÖR TEMSİLCİLERİNİ SÜREÇLERE DAHİL ETTİK
Bir diğer önemli konuysa mesleki eğitim. Mesleki eğitim bizde iki kanaldan veriliyor. Bir meslek lisesi, bir de meslek eğitim merkezi. Biz meslek liselerinde mevcut yapıyı iyileştirmek için sektör temsilcilerini eğitim süreçlerinin tamamına dâhil ettik. Sektör temsilcilerini süreçlerinin içerisine kattığımız zaman mesleki eğitimin kalitesini inanılmaz derecede arttığını ve akademik olarak başarılı öğrencilerin de mesleki liselerine yoğun bir talepte bulunduğunu gördük.
EĞİTİMLE İLGİLİ GÜZEL BAŞARI HİKAYELERİ ÇIKACAK
Bunların haricinde okullar arası imkân farklarını azaltmak için yapılan projelere de değinen Özer, ihtiyacı fazla olan okullara daha çok bütçe gönderildiğini ve eğitim öğretim yılı başlangıcında okullara aktarılan kaynağın yaklaşık 4 milyar lira olduğunu da vurgulayarak iki ay içerisinde tüm okullara kütüphane yapıldığını, Temel Eğitimde 10.000 Okul projesiyle dezavantajlı okullara pozitif destekler sağlandığını belirterek, “Son bir yıldaki performansa baktığınız zaman gerçekten kısa sürede çok önemli mesafeler alındığını ve bundan sonra da Türkiye’den eğitimle ilgili çok güzel başarı hikâyelerini ortaya çıkaracağına inanıyorum. 7-8 Aralık’ta Paris’te düzenlenecek Eğitim Bakanları Zirvesi’nde bunların detaylandırılarak anlatılmasının da ciddi bir fırsat olduğuna inanıyorum.” dedi.
TÜRKİYE’Yİ ÖNEMLİ BİR EMSAL OLARAK GÖRÜYORUZ
Bakan Özer’in konuşmasının ardından değerlendirmelerde bulunan OECD Eğitim ve Beceriler Direktörü Andreas Schleicher Türkiye’yi her zaman önemli bir emsal olarak gördüklerini belirterek şunları söyledi.
“Eğitime erişimden tutun da hakkaniyet ve eğitimin niteliğine kadar gerçekten çok başarılar elde ettiniz. Birçok farklı alanda ve OECD ülkeleri arasında bu saydığınız 3 alanda aynı anda katma değer getirebilen ve ilerleme kaydedebilen ülke sayısı yok denecek kadar azdır diye düşünüyorum. Sayın Bakan, mesela ‘Maliye Bakanınızı bu söylediğiniz başarılara imza atarken nasıl ikna ettiniz? Bu başarılara imza atarken karşılaştığınız zorluklar oldu mu ve bunların üstesinden nasıl geldiniz?’ gibi konulara değinirseniz diğer Eğitim Bakanları için çok büyük fayda sağlayacaksınızdır. Dört gözle bekliyoruz. Toplantıya sizin çok büyük bir katma değer getireceğinize inanıyoruz. Özellikle sizin önem atfettiğiniz alanların altını çizebilirseniz. İş gücü piyasasıyla eğitim alanı arasındaki bağlantıya atıfta bulundunuz. Eşitsizliklerin giderilmesinden bahsettiniz. Sizin örneklerinizden öğrenebilecek çok şey var.
DİJİTALLEŞMEYE GİDEN ADIMLARI EN HIZLI ATAN ÜLKE OLDUNUZ
Küresel COVID-19 pandemisiyle beraber dünya çapında eğitimde dijitalleşmeye giden adımları en hızlı atan ülkelerden bir tanesi oldunuz. Teknolojiden o kadar hızlı bir şekilde faydalanmayı mümkün kıldınız ki orada çok fazla insan eğitimine ara vermeden ya da en azından çok büyük kayıp yaşamadan devam edebildi. Bu kadar hızlı bir aksiyonun alınabilmesi bizim için gerçekten mutlu örneklerden bir tanesi.”